-
1 andere
andere(r, s) pron1) ( verschieden) başka, ayrı, diğer, öteki, öbür;mit \anderen Worten yani, diğer bir deyişle;\andere Kleider anziehen başka giysi giymek, üstünü değiştirmek;ein \anderes Mal başka bir zaman;das ist etw \anderes bu başka [o ayrı] (bir) şeydir;kein \anderer başka hiç kimse;nichts \anderes als -den başka (hiç) bir şey;alles \andere als -den başka her şey;zum einen..., zum \anderen... bir yandan..., diğer yandan ise...;ich bin \anderer Meinung ben başka fikirdeyim;alle \anderen ötekilerin hepsi;es blieb mir nichts \anderes übrig yapacak başka bir şeyim kalmadı;es bleibt mir nichts \anderes übrig, als selbst hinzugehen oraya bizzat gitmekten başka çarem kalmadı;unter \anderem bunlardan başka;der eine oder \andere içlerinden biri;der eine..., der \andere... biri..., diğeri...;und vieles \andere mehr ve başka bir çok şey daha;es kam eins zum \anderen bir olayı başka bir olay izledi, olaylar arka arkaya geldi;jemand \anderes başka birisi;einer nach dem \anderen teker teker;eins nach dem \anderen sırayla;\andere Saiten aufziehen ( fig) gemini kısmak, sıkıya almak;sich eines \anderen besinnen fikrini değiştirmek2) ( folgend)von einem Tag auf den \anderen bir günden ötekine;am \anderen Morgen/Tag ertesi sabah/günü
См. также в других словарях:
birisinden biri — içlerinden biri, birkaç kişiden herhangi biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
esans — is., kim., Fr. essence Bitkilerden türlü yollarla çıkarılan veya kimyasal yöntemlerle yapılan, kokulu ve uçucu sıvı İçlerinden biri, galiba esmerleri, bir esans sürmüştü. H. Taner Birleşik Sözler limon esansı … Çağatay Osmanlı Sözlük
nalekâr — sf., esk., Far. nālekār İnleyen İçlerinden biri de ince, hazin, nalekâr bir sesle yavaş yavaş Kur an okuyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakalı — sf. Saka hastalığına tutulmuş İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzünçlü — sf. Üzüntülü İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı. S. Birsel … Çağatay Osmanlı Sözlük
yekinmek — nsz, hlk. 1) Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak, kalkmak için hareket etmek, kımıldamak Nihayet içlerinden biri yekindi, okumakta devam etti, ötekiler sustular. M. Ş. Esendal 2) mec. Gereğinden fazla gayret sarf etmek Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük